Peki Ya Siz Hazır mısınız ?

dünya değişiyor peki ya sizÇoğu insan, içinde bulunduğu hayatı değiştirip kendine daha iyi şartlar oluşturmak ister. Bu değişim kimi zaman etkileyici bir kitap okuduğunda, kimi zaman motive edici bir  film izlediğinde gerçekleşir. Bazen de farkındalığını arttıracak bir eğitimle ya da gerçekten olmak istediği konumda bir hayat süren birisiyle karşılaşıp onun desteğini aldığında ortaya çıkar. En önemlisi artık kişi bu değişime hazırdır ve karşısına çıkan sadece onun için yeni hayatına geçiş için bir köprü oluşturmuştur. Unutulmamalıdır ki bir çok insan aynı bilgilere aynı anda ulaşma imkanına sahipken bunu yalnızca kendini o duruma hazır hissedenler değerlendirebilmekte.

Hayat insanı bir kıskaca almış olsa bile bu durum onun kaybolup gideceği anlamına gelmez. Sıçrama yapmak için bekleyiş döneminde olduğunu gösterir. Burada kişiye düşen en büyük görevse kendini olmak istediği yer için en iyi şekilde hazırlamaktır. Değişime ayak uyduramıyor oluşumuza örnek olarak;  tv,internet, oyun vs gibi işlere haddinden fazla zaman ayırarak karşılaşılan fırsatlara hep hazırlıksız yakalanıyor olmamızı da gösterebiliriz.Bahane bulmak, mazeret üretmek kolaydır. Çünkü suçluyu her zaman, karşı tarafın yanlış zamanda doğru şeyi istemesine bağla(rız)mışızdır.

Artık uyanık olmak.Önümüze çıkacak fırsatlara hazırlıklı olmak ve kendimizi geleceğe daha donanımlı bir şekilde hazırlamak gerek..

Bu kadar uyuklamak yeter.

En iyiye..

Sürekli Erteliyoruz

Bazen yapmak istediğimiz ve yapılması gereken işleri gözümüzde öyle büyütürüz ki , çözüm olarak başvurduğumuz ilk yol ertelemek olur. Tıpkı bir çalar saat gibi, erteleme ve ertelediği şeylere bir daha ulaşamama üzerine  kuruludur insan hayatı.

Belli bir yerlere gelmek için hayatın içerisinde bulunan güzellikleri, heyecanları ve önümüze çıkan fırsatları kaçırır ve hayatı ıskalarız. Çoğu zaman yaparken anlayamasak da, anladığımızda “ne yazık ki..”ler ile itiraf ederiz kendimize.

Zamansız gelen ölüm haberleri, acı acı çalan telefon sesleriyle hatırlarız yaşamı ertelemeyi.

Yıllar sonra, tren çoktan kaçınca anlarız  hayatı ertelemenin  ne kadar yanlış olduğunu.

Peki neden sürekli erteliyoruz?
Hayatımızın birçok alanında karşımıza çıkar erteleme alışkanlığı. Günlük hayatta, özel hayatta ve professiyonel hayatta… Bir çoğumuza musallat olan baş belası bu sıkıntıdan kurtulmak için öncelikli yapılması gereken, ertelemeye neden olan kaynakların bilinmesidir. “Gerçekten vaktin yetmemesi” dışında işlerimizi ertelemenin altında yatan bazı nedenleri ele alacak olursak:

Başarısızlık korkusundan dolayı erteleme.
İnsan, yapılacak olan işler, görevler ve bazı kararlar karşısında kendisini hazır hissetmez ve yetersiz görür, kaygılarından dolayı da o işi yapmak istemez. Durum karşısında eleştirilmeyi ve risk almayı kaldıramayabilir. Sonuç olarak kişi içerisinde bulunduğu durum karşısında çözüm yolları arayıp sorunla yüzleşmek yerine, bir deve kuşu misali kafasını kuma gömerek gizlenir. Elinden geldiğince de yapılacak işi, erteleyebildiği kadar erteler.

Mükemmelliyetçilik

Bu tür kişiler başarısızlık, olumsuz bir durum, eleştiri gibi durumlar karşısında  dayanıksızdırlar. Karakterleri gereği o işi yaparken detaylar içerisinde boğulurlar ve fazlasıyla vakit harcayarak kaybederler. Risk almaktan mümkün olduğunca uzak dururlar. Onların nazarında mükemmel sonuçlanması gereken iş gözlerinde büyür de büyür ve ertelemeye kadar gider.

Boşluk kaygısı 

Öyle insanlar oluyor ki amaçlarına ulaşmaktan korkuyorlar. Çünkü amaçlarına ulaştıklarında yapılacak başka bir şeyin olmayacağı düşüncesi onları kaygılandırıyor. Büyük bir boşluk içerisine gireceklerini düşünen bu tür kişiler de bu sebepten sürekli ertelemeyi çözüm olarak görüyorlar.

Unutmayalım ki..

Her şey eninde sonunda  bizde bitiyor. Hayatta her şeyi irdelemek gerekli.  Şartlar tam olgunlaşmadı diye mutluluğu ertelemek, hiçbir zaman mutlu olamamayı getirebilir. İnsan hangi koşullarda yaşıyor olursa olsun, içerisinde bulunduğu durumu kendisi için faydalı hale getirebilecek çözüm yollarına odaklanmalıdır. Belki de ara sıra mutluluk taklidi yapmak bile gerçekten mutluluğu getirebilir, kim bilir ? Yarın  burada olacağımızın garantisi olmayan bir dünya için ertelemenin bir anlamının olmadığını düşünüyorum.

Bizi yeterince erteleyen bir hayat için ertelemenin bir manası yok. Keşkesiz ertelemeden yaşamalı hayatı..

Burada yazıma son verirken, sizi Behçet Necatigil’in’ “Yaşamı Ertelemek” adlı şiirini okumaya davet ediyorum.


Yaşamı Ertelemek

Beni her ölüm etkiler
tanımasam bile üzülürüm
yitirilmiş ümitlere...
Hiç gerçekleşemeyecek ideallere...
Yaşanmamış sevgilere üzülürüm
bu yüzden korkarım yaşamı ertelemekten
ne yapılması, ne söylenmesi gerekiyorsa
söylenmeli, yapılmalı
seviyorsanız, sevdiğinizi bugün söyleyin
sevdanızı bugün yaşayın
işinizde yapılacak ne varsa bir an önce yapın
yarın çok geç olabilir
bir anda bitebilir her şey
yaşamak için acele edin bence
kısa yaşamışlıklar, yaşamamışlıklardan daha iyidir
geriye dönüp baktığınızda, keşkeler çoğunlukta olmasın
uzun vadeli hedefler için bile bugünden harekete geçmeli
yarınlar çok uzakta olabilir

daha okulda başlamıyor muyuz ertelemeye yaşamı
ilk hedef kolej, sonra üniversite
hep yarına yatırım bugünü sonra
yaşamamacasına
işe gireyim sonra...
Evleneyim sonra...
Çocuklar büyüsün sonra...
emekli olayım sonra....
sonra...
sonra...
sonra...

bir sürecin başında, ortasında yaşam her an sona erebilir
sonrası olmayabilir
fedakarlıklar güzel ama
unutmayalım (herkes kendi hayatını yaşar)

İnsanlar yaşadıkça yaşlandığını düşünür,
aslında insanlar yaşamadıkça yaşlanır...?
Sevgileri yarınlara bıraktınız
çekingen, tutuk, saygılı.
Bütün yakınlarınız
sizi yanlış tanıdı.

Bitmeyen işler yüzünden
Siz böyle olsun istemezdiniz
bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi
kalbinizi dolduran duygular
kalbinizde kaldı

siz geniş zamanlar umuyordunuz
çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek.
Yılların telaşlarda bu kadar çabuk
geçeceği aklınıza gelmezdi.

Gizli bahçenizde
açan çiçekler vardı,
gecelerde ve yalnız.
Vermeye az buldunuz
yahut vakit olmadı

Behçet Necatigil


Ertelemeden yaşamanız dileğiyle..

Umut Dolu Bir Merhaba

Uzun zamandır faaliyete geçirmeyi  düşündüğüm ama sürekli ertelediğim bir projeydi kişisel bir blog açmak. Sonun da  bu projemin ilk yazısı ile blog dünyasına merhaba dedim. Bu yazımda size kişisel blogum üzerinde ki planlarımdan bahsetmek istiyorum.Öncelikle beni biraz tanımak isterseniz hakkımda kısmını okuyabilirsiniz..

Bu blogu oluşturmamda ki en büyük etmen, hedeflerime ilerlemem de  her şeyi planlı bir şekilde bir an önce ele alma düşüncesiydi.  Sadece hayal kurarak  hedeflere ulaşmanın mümkün olmadığını  artık daha iyi anlıyorum.Kişisel blogum hedeflediğim hayatı yaşamak için kurduğum hayallere ulaşmamda plan defterim olacak benim için. Ayrıca üzerinde duracağım konularla ziyaretçilerime farkındalık uyandıracak yazılarda kaleme alacağım ki insanların hayatlarında biraz da olsa olumlu bir değişiklik yapabileyim.Zamanla bunu  daha iyi anlayacaksınız..

Kişisel blogum da hedeflerin dışında tam olarak hangi konular  üzerinde duracaksın sorusu gelmiştir sanırım aklınıza.. İşte cevabı :

İnsana dair(Kişisel  değişim, farkındalık)
Bu bölümde hayata dair ıskaladığımız, farkında olmadığımız konular üzerinde duracağım.“Hayatta en büyük yatırım insanın kendine yaptığıdır.” Buradan yola çıkarak kişisel değişime-gelişime yönelik aydınlatıcı yazılar kaleme alacağım. En çok üzerinde durduğum ve araştırdığım konular bu bölümde..

İş dünyasıBu bölüm paylaşımlarım da girişimcilik ruhum biraz ön plana çıkacak ve içerisinde bulunduğum iş hayatına dair yapmış olduğum ve yapacak olduğum girişimlerimden bahsedeceğim. Ayrıca; girişimcilik adına neler yapılabilir ? Kim nasıl bir girişimde bulunmuş ? Nasıl kendi işimi kurabilirim ? vs gibi  akla gelebilecek bir çok soru üzerinde araştırma yazıları yer alacak.

İnternet Alemi
Bu kategoride ele alacağım konular üzerinde ilk etapta fazla durmayı düşünmüyorum. Yalnız sürekli içerisinde bulunduğum bilgisayar ve internet alemi nedeniylede bu bölümü es geçip ihmal de edemem. Özelikle Seo, Sosyal medya, Web Yazılım&Tasarım  ağırlıklı yazılar yer alacak.

Son olarak belirtmek isterim ki bu blog, benim için hayata dair planlı bir çalışma örneği olarak ilk adım niteliğinde. Araştırmalarımın ve tespitlerimin yer alacağı kişisel blogumun ilerleyen zamanlarda birçok insanın hayatında yol gösteren olacağına olan inancımda tam.


Başlamak için mükemmel olmak zorunda değilsin; fakat mükemmel olmak için başlamak zorundasın.
              Zig Ziglar ”

Bir sonra ki yazımda görüşmek üzere..

Sevgiyle..